- 2 Temmuz 2023
Trafik kazası meydana geldiğinde, kimin kusurlu olduğunun belirlenmesi sürecin önemli bir parçasıdır. Bu, hangi sürücünün kazadan birincil derecede sorumlu olduğunu belirlemek için kullanılan ve kusur paylaşımı olarak bilinen bir süreçle yapılır. İlk olarak, çarpışmadan en çok kimin sorumlu olduğunu belirlemek için kaza anında var olan durum ve koşulları değerlendireceklerdir. Bazı durumlarda bu oldukça açıktır; örneğin, bir sürücü kırmızı ışıkta durmazsa veya dur işaretini geçerse, kesinlikle hatalı bulunacaktır.
Diğer durumlarda ise bu kadar net olmayabilir. Sigorta şirketleri, kusuru objektif olarak belirlemek için hız, görüş mesafesi, yol koşulları ve araç bakım kayıtları gibi faktörleri analiz edecektir. Ayrıca daha öznel bir sonuca ulaşmak için görgü tanıklarının ifadelerine ve uzman tanıklığına da güvenebilirler. Bir kazada kusuru belirlemek için hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, sigorta şirketi genellikle kazaya karışan her sürücüye bir kusur yüzdesi atayacaktır. Bu kusur yüzdesi, her bir sürücünün sigortacısının tazminat olarak ne kadar ödemesi gerektiğini belirler.
- Bu yöntemlerden bazıları objektif bazıları ise sübjektiftir
- Bir kazada kimin kusurlu olduğunu belirlemek söz konusu olduğunda, sigorta şirketleri çeşitli yöntemler kullanır. Bu yöntemlerden bazıları objektiftir ve somut gerçeklere dayanırken, diğerleri daha sübjektiftir ve soruşturma görevlisinin görüşüne dayanır.
- Objektif yöntemler, olay yerindeki patinaj izleri, yol koşulları, araç hasarı ve diğer faktörler gibi fiziksel kanıtların analizini içerir.
- Sübjektif yöntemler soruşturma memurunun görüşüne dayanır. Bu yöntemler tanık ifadelerini, polis raporlarını ve daha fazlasını içerebilir.
Nihayetinde, sigorta şirketleri kusur oranını belirlemek için genellikle hem objektif hem de sübjektif yöntemlerin bir kombinasyonunu kullanacaktır. Bu, kusurun en doğru şekilde değerlendirilmesini ve ilgili tarafların eylemlerinden uygun şekilde sorumlu tutulmasını sağlamaya yardımcı olur.
Trafik Kazalarında Kusur Oranları
Kusur oranları, aracın bakımının ne kadar iyi yapıldığını veya yolda ne kadar güvenli olduğunu ifade eder. Bazı durumlarda, aracın kusur oranı, bir kazada kimin kusurlu olduğunu belirlemede belirleyici faktör olabilir.
Genel olarak, yüksek kusur oranına sahip bir aracın kusurlu bulunma olasılığı, düşük kusur oranına sahip bir araca göre daha yüksektir. Bunun nedeni, yüksek kusur oranına sahip bir aracın kazaya katkıda bulunmuş olabilecek mekanik sorunlara sahip olma olasılığının daha yüksek olmasıdır. Benzer şekilde, düşük kusur oranına sahip bir aracın bakımlı ve muhtemelen daha güvenli olması nedeniyle kazaya neden olma olasılığı daha düşüktür. Bir araç yüksek kusur oranına sahip olsa bile, bunun mutlaka kusurlu bulunacağı anlamına gelmediğini unutmamak önemlidir
Döner Kavşak Kazalarında Kusur
Dönel kavşak kazalarında kusur, kimin geçiş hakkını vermediği, kimin gerekli dikkat ve özeni göstermediği ve kimin çok hızlı veya dikkatsiz araç kullandığı gibi çeşitli faktörler analiz edilerek belirlenir. Sürücüler, bir döner kavşağa girerken, hâlihazırda daire içinde bulunan araçlara yol vermeleri ve çevrelerinin her zaman farkında olmaları gerektiğini her zaman akıllarında tutmalıdır. Bir dönel kavşak kazasında kusur oranının belirlenmesi söz konusu olduğunda, sigorta şirketi genellikle çarpışma anında araçların konumuna bakacak ve kazanın nasıl meydana geldiğini analiz edecektir. Ayrıca çarpışmadan önce her bir aracın hızına ve sürücülerden herhangi birinin geçiş hakkına sahip olup olmadığına da bakabilirler. Bir sürücünün kazadan tamamen sorumlu olduğu tespit edilirse, o sürücü %100 kusurlu sayılacaktır. Ancak, her iki sürücünün de kısmen sorumlu olduğu tespit edilirse, her birine hatanın yarısı atanabilir.
Ölümlü Trafik Kazasında Yüzde 50 Kusur Ne Anlama Gelir?
Ölümlü bir trafik kazasında yüzde 50 kusur oranı, her iki tarafın da kazadan en azından kısmen sorumlu olduğu anlamına gelir. Genel olarak kusur yüzdesi hız, dikkat dağınıklığı, sarhoşluk ve aracın durumu gibi faktörlere bakılarak belirlenir.
Kusur yüzdesi yüzde 50 olarak belirlendiğinde, bu her iki sürücünün de kazadan eşit derecede sorumlu olduğu anlamına gelmez. Bunun yerine, her iki sürücünün de kazaya bir şekilde katkıda bulunduğu anlamına gelir. Örneğin, sürücülerden biri hız sınırının biraz üzerinde seyrederken diğerinin dikkati dağılmış olabilir. Çoğu durumda, ölümlü bir trafik kazasında yüzde 50 kusur oranı, her iki sürücünün de zararlar için mali sorumluluk almasıyla sonuçlanacaktır. Bu, yaralı mağdurlar için tıbbi faturaları, hasar gören mülkün onarımını ve dava ile ilgili yasal ücretleri içerebilir. Her iki sürücü de kendi masraflarını karşılamaktan sorumlu olacak ya da masrafları aralarında paylaşmayı seçebileceklerdir.
Yandan Çarpma İçin Kusur Yüzdeleri
Yandan darbeli bir çarpışma durumunda, kusurun belirlenmesi genellikle zor olabilir. Kaza anındaki hız ve görüş mesafesi gibi faktörler kusurun değerlendirilmesinde büyük rol oynayabilir. Sigorta şirketleri her bir sürücü için kusur yüzdesini belirlemeden önce tüm faktörlere bakacaktır.
Kusur oranının belirlenmesinde en önemli faktörlerden biri kaza anında geçiş hakkının kimde olduğudur. Bir sürücü geçiş hakkına sahipse ve diğer sürücü yol vermediyse, bu sürücü muhtemelen kazada kusurlu bulunacaktır. Dikkate alınan diğer faktörler arasında her iki sürücünün de dikkatinin dağınık olup olmadığı, dikkatsiz araç kullanıp kullanmadığı veya herhangi bir trafik yasasını ihlal edip etmediği yer alır. Örneğin, sürücülerden biri koşullara göre çok hızlı araç kullanıyorsa veya trafiğe girip çıkıyorsa, muhtemelen diğer sürücüye göre daha kusurlu bulunacaktır.
Kaynak: Sigortahakimi.com